Saygılı olmak yaşamın gereğidir

Saygılı olmak yaşamın gereğidir

İnsanların karşısındakinin düşüncesine, değerlerine önem vermesi ve onun yaşam hakkına riayet etmesi olan saygı kavramı toplumda çeşitli şekillerde yorumlanır. Saygı bir yerde başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusudur. Aslında saygı yaşantımızın her anında karşımıza çıkmaktadır. Evde, trafikte, okulda, toplu ulaşım araçlarında daha sayamadığım birçok yerde geçerli olan saygılı davranmak, günümüzde bazıları için pekte bir anlam ifade etmiyor gibi görünüyor. Saygı aslında bir yerde empati kurmaktır. Yani bizlere yapılmasını istemediğimiz hareket ve davranışları başkalarına yapmamaktır. Günümüzde ise bazı kimselerde görülen ‘Ben’ duygusu insanları çoğu zaman saygı kavramının dışına çıkarmaktadır. Öncelikle ailemizdeki bireylere, küçük veya büyük olsun saygılı olmak durumundayız.

 Saygı aynı zamanda bir kültürdür. Saygı karşımızdakini anlamak, iyi bir dinleyici olmaktır. Karşımızdaki insana saygılı davranmak bir yerde onu yüceltmektir ama kişinin kendisini de küçülttüğü anlamına gelmemektedir. Saygı karşılık beklemeden gösterilen bir değerdir. İnsanların saygısını kazanmak ne kadar zor ise, kaybetmekte bir o kadar kolay olmaktadır. Zaten bir kimse, yaptığı hareketler, söylemiş olduğu sözler ve toplum içindeki örnek davranışlarıyla karşı tarafın saygısını ister istemez kazanır. Yani saygı doğal olarak kendiliğinden gelişir.

 Saygılı olmak bir yerde yaşamın gereğidir. Toplum içinde belirlenen saygı kurallarına uymak durumundayız. Çünkü toplum birlikte yaşamayı gerektirir. Saygılı olmak, insan haklarını önemsemek ve insanlara hoşgörülü olmaktır. Herkese kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davranabilmektir. Saygı insanın kendine ve yaptıklarına karşı gösterdiği değerdir. Saygı içten gelmelidir. Başkaları tarafından bize yapılan saygısızlığa aynı şekilde karşılık vermek, aslında kendimize yaptığımız saygısızlıktır.

 Başkalarına karşı saygılı olmak çok zor bir şey değildir. Yeter ki karşımızdaki insanlara önce insan olduğu için değer verelim, sonrası zaten kendiliğinden gelir. Bizler karşımızdaki insanların saygılı olmasını, fikirlerimize önem vermesini, davranış ve düşüncelerimizle alay etmeden saygı göstermesini beklemiyor muyuz, o halde empati kurarak karşımızdakilere saygılı olup, hoşgörüden vazgeçmemeliyiz.Etrafımızdaki kişilere karşı saygılı davranmanın erdemli bir davranış olduğunu unutmamalıyız. Saygın bir kişi olarak anılmak ve bu şekilde değerlendirilmek, kişileri toplumda yüceltir.

 Yaşamları boyunca yalnızca kendi yaptıklarını doğru kabul eden kimseler, toplum içinde yaptığı davranışlarla tepki çekmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Öyle ki hiçbir şeyi umursamaz, yaptıkları davranışların sonunun ne olacağını da düşünmezler veya düşünmek istemezler. Bu kimseler hayatta yaşadığı olaylardan veya karşılaştıkları durumlardan ders çıkarmadıkları gibi, aynı alışkanlıklarına da devam ederler. Günlük hayatta da bu tür vurdumduymaz insanlarla karşılaşmak maalesef mümkün olabiliyor. Siz isterseniz vurdumduymaz, isterseniz saygısız ve düşüncesiz deyin ama karşılaşılan bazı olaylar karşısında insan ne diyeceğini bilemiyor.

 

Yazarın tüm yazıları