Ortak alanlarda duyarlılık

10 Ekim 2019 15:57

Şehirleşmenin ve ortak yaşamanın insanlar üzerinde getirdiği birtakım sorumlulukları bulunuyor.Nüfusun artması ve şehirlerin büyümesi ile birlikte çok katlı binalarda oturan insan sayısında da artış meydana geliyor. Ortak olarak bulunulan yerlerde herkesin uymak durumunda bulunduğu kurallar, kişilere göre değişmemekle birlikte, tüm toplumu kapsamaktadır. Bazıları kanunlarla bazıları da kendiliğinden oluşan bu kurallara, ortak yaşanılan yerlerde uyma zorunluluğu da bulunmaktadır.

Toplu olarak yaşadığımız ve zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz binalarda komşuluk ilişkileri ayrı bir önem taşıyor. Buna rağmen bazı yerlerde gerçek komşuluğun yerini sözde komşuluğun aldığını da maalesef görebiliyoruz. Komşuluk ilişkilerinin kuvvetli olduğu binalar veya siteler mutlaka vardır ama sözde değil özde komşuluğun her zaman geçerli olması gerektiğini düşünüyorum.

Komşulukta esas olan saygıdır. Saygı kavramının yeterince yerleşmediği bazı yerlerde, bu olgudan bahsetmekte neredeyse imkansız hale geliyor. İnsanların aynı binada her gün karşılaştığı komşusuna selam vermesi, toplu olarak yaşanılan yerlerdeki yaşamın bir gereğidir. Fakat günümüzde bazı insanlar karşısındaki kimseye bir selam vermekten dahi imtina edebiliyor. Oysa aynı binayı paylaştığımız kimselerle selamlaşmak, hatta hal hatır sormak komşuluk ilişkilerinin sıcak kalmasında önem taşıyor.  

Aynı binayı paylaşan kimselerin belirli bir saatten sonra gürültü seviyesini daha çok düşürüp, başkalarının rahatsız olabileceğini düşünmesi gerekiyor. İnsanlar rahatsız mı olur, hastasımı var, sabah erkenden okula gidecek çocuğumu var bunlarında unutulmaması gerekiyor.

Saygı ve empati yapabilmek, komşuluk ilişkilerinde de öne çıkıyor. Saygı kavramının toplumda daha çok yer bulması ve insanların bir başkasına saygıyla yaklaşması için empati yapması yeterli olacaktır. Maalesef günlük yaşantımızda karşılaşılan durumlarda çoğu kez empati yapılmadığından duyarsızlık ortaya çıkabiliyor. Bu yalnızca aynı binada yaşayan vatandaşlar için değil, hayatın bütün aşamasında geçerli olmalıdır.

Binaların giriş kapısının hemen önüne araç park edecek kadar duyarsız ve çevreye karşı saygısız kimselerde olabiliyor. Üstelik bunu yapan kimseler, belkide aynı binayı paylaştığınız komşularınız olabiliyor. Oysa olabilecek olumsuz durumların da düşünülmesi gerekiyor. 

İlçemizde bazı noktalarda görülen ve hem toplum sağlığını ilgilendiren hem de görsel kirlilik olarak karşımıza çıkan çeşitli atıkların sokaklarda köşe başlarına atılması, istenmeyen görüntüler olarak karşımıza çıkıyor. Çevre temizliği öncelikle oturmuş olduğumuz binanın önünden başlamalı ve bu konuda gereken duyarlılık gösterilmeli.   

Komşuluk dayanışmadır, yardımlaşmadır en önemlisi de birbirlerine karşı saygılı olmaktır. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı olmadığı düşüncesiyle, özellikle ortak yaşanılan binalarda herkesin uyması gereken toplum kurallarına riayet etmesi önem taşıyor. Saygı ve hoşgörünün, sorunların çözümünde büyük rolü olduğunu unutmamak gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X