Empati yapmak duyarlılığı arttırır
Şehirlerde artan nüfusla birlikte, insanların toplu olarak yaşadıkları bina sayısında da artış meydana gelmiş, özellikle büyük şehirlerde çok katlı yüksek binalar ve oluşturdukları siteler, adeta bir mahalle görünümüne benzemektedir. İlçemizde yaşamış olduğumuz 17 Ağustos Depremi öncesinde yerleşim yerleri genellikle D-130 Karayolu altında bulunuyorken, deprem sonunda daha çok Gölcük’ün üst kesimlerine doğru yapılaşma arttı. Deprem sonrasında binalar daha az katlı yapılmış olsa da, çok katlı binalarda oturan vatandaşlar, apartman dairelerinde oturmuş olmanın gerektirdiği bazı kurallara da uymak durumunda bulunmaktadır. Toplu olarak yaşanılan yerlerde konulan veya belirlenen kurallar, yalnızca bir kişi için değil, binada yaşayan herkesi ilgilendirmektedir.
Günümüzde önceki yıllarda olan komşuluk ilişkileri daha az olsa da yinede karşılıklı anlayış ve saygının hiçbir zaman değişmemesi gerekiyor. Zaten ikili ilişkilerde en önemli şey karşılıklı duyulan saygı değil midir? İnsanların empati yapması, anlayış ve hoşgörü çerçevesinde davranması ve aynı şekilde karşılık beklemesi de kişilerin en doğal hakkıdır. Öncelikle yaşantımızın önemli bir bölümünü kaplayan oturmuş olduğumuz binalardaki uymamız gereken kural ve sorumluluklarımızdan bahsetmek istiyorum. Ortak olarak yaşamış olduğumuz binalarda dikkat edilmesi gereken en önemli hususun, saygı olduğunu düşünüyorum. Zaten saygı çerçevesinde olan komşuluk ilişkilerinde bir sorunda olmayacaktır.
Çok katlı binalarda diğer bir önemli konunun ise gürültü seviyesine dikkat etmek olduğu kanaatindeyim. Bir kimsenin bir başkasını özellikle belirli bir saatten sonra gürültü yaparak rahatsız etmeye hakkı olmamalı. Bazı kimseler bu konuda gereken duyarlılığı ve komşularına olan saygıyı hiçe sayarak, istediği saatte istediği gibi gürültülü davranışlarda bulunabilmektedir. Oturmuş oldukları binalarda bu tür davranışlarda bulunan kimseler, yalnızca kendini düşünerek diğer insanlara haksızlık yapmıyormu? Apartmanda yaşamak aynı zamanda kurallara uymak ve komşuluk hakkına saygı göstermek, birlikte yaşamanın getirdiği sorumluluktur.
Benzer davranışlara trafikte de rastlamak mümkün oluyor. İlçemizin merkezindeki yolların ve kaldırımların dar olmasını umursamayan bazı araç sürücüleri, yayalara ait olan kaldırım işgallerinde bulunarak, duyarsızlık örneği sergileyebiliyorlar. Üstelik yalnızca yaya kaldırımını işgal etmekle kalmayıp, engelli rampalarının önlerine araçlarını park edebiliyorlar. Engelliler için kaldırımlara yapılan engelli yollarına gelişigüzel araçlar park ediliyor, vatandaş malzemesini koyuyor, sarı renkli yürüme yolları ise engelli olmanın ne demek olduğunu bilmeyen, kendisinin de bir engelli adayı olduğundan bihaber insanlar tarafından yerlerinden sökülüyor veya zarar verilebiliyor.
Toplu olarak bulunulan veya yaşanılan yerlerde insanların uyması gereken birinci kuralın saygı olduğunu unutmadan davranılması ile birlikte birçok sorunun da çözüleceğini düşünüyorum. Saygı kavramının toplumda daha çok yer bulması ve insanların bir başkasına saygıyla yaklaşması için empati yapması yeterli olacaktır. Maalesef günlük yaşantımızda çoğu kez empati yapılmadığından duyarsızlık ortaya çıkabiliyor. Bu yalnızca aynı binada yaşayan kimseler için değil, hayatın bütün aşamasında geçerli olmalıdır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Proje, büyük katkı sağlayacak 18 Mayıs 2025 Pazar
- Empati ile farkındalık oluşmalı 15 Mayıs 2025 Perşembe
- Bilmemekten olmasa gerek… 14 Mayıs 2025 Çarşamba
- Trafikte saygı ve duyarlılık… 13 Mayıs 2025 Salı
- Sahillerde balık tutkusu artıyor 12 Mayıs 2025 Pazartesi
- Engeller saygı ve duyarlılıkla aşılmalı… 11 Mayıs 2025 Pazar
- Annelerin hakkı ödenmez 08 Mayıs 2025 Perşembe
- Önyargılı olmadan dinleyebilmek… 07 Mayıs 2025 Çarşamba
- Sosyal gelişimde sanatın etkisi… 06 Mayıs 2025 Salı
- Değirmendere sahiline yoğun ilgi 05 Mayıs 2025 Pazartesi