Çevreye karşı duyarlı olmak

27 Mayıs 2016 17:36
Toplumda çevre bilincinin oluşturulması, o toplumda yaşayan bireyler için büyük önem taşımaktadır.

Çevre bilincinin oluşması konusunda toplumun her kesiminin katkıda bulunması ve bütün toplumda yaygınlaşması gerekmektedir.

 Çevre denildiğinde aklımıza yaşadığımız yer, oturduğumuz mahalle, sokaklar, caddeler kısacası yaşam alanları gelmektedir. Çevrenin temiz tutulması o toplumda yaşayan vatandaşlar olarak herkesin görevidir. Çevreye karşı oluşması gereken duyarlılık sadece belirli bir kesime ait değil, orada yaşayan herkese aittir.

 Çevreye olan duyarlılık ancak çevremizi temiz tutmakla mümkün olabilecektir. Çevre temizliği yalnızca yerlere bir şey atmamak olarak algılanmamalı. Aynı zamanda geri dönüştürebilir malzemelerin veya doğaya zarar verebilecek malzemelerin de, çevreye atılmasını önlemektir. Bu konuda toplumda gereken bilinç oluşmalı ve oluşan bilincin sürekliliği sağlanmalıdır.

 Çevrenin korunması ve temiz tutulması açısından önemli bir yer tutan bir başka faktörde kullanılmış olan atık yağların çevreye rastgele dökülmesinin önlenmesidir. Bu konuda Gölcük Belediyesi tarafından 2009 yılında başlanan Bitkisel Atık Yağların Toplanması Projesi devam ediyor. Bu proje ile bitkisel atık yağların mevzuata uygun uzaklaştırılması veya geri kazanımı sağlanıyor.

 Yapılan çalışmalar kapsamında 350 haneye bitkisel atık yağ toplama bidonları bırakılarak, muhtarlıklar ve okullar ile diğer yerlerde toplama işlemi gerçekleştiriliyor. Bitkisel atık yağların çevre ile uyumlu yönetiminin sağlanması ile insan ve çevre sağlığı korunmuş oluyor ve geri kazanımı ile ekonomik değeri olan ürünler üretilerek ülkemiz ekonomisine katkı sağlanılıyor. Böylelikle çevresel bir problem, çevresel avantaja dönüşmüş oluyor.

 Yapılan bu çalışmalara vatandaşların da çevrelerine karşı gereken hassasiyeti ve duyarlılığı göstererek destek vermesi büyük önem arz ediyor. Kullanılmış bitkisel atık yağların atık su kirliliğinin yüzde 25’ini oluşturduğu düşünüldüğünde, atık yağların çevreye bırakılmamasının önemi sanırım daha iyi anlaşılıyor.

Bitkisel atık yağların çevremize olan etkilerine baktığımızda, 1 litre kullanılmış yağ, 1 milyon litre içme suyunu, yani 15 kişinin bir yılda alması gereken suyu içilmez hale getiriyor. Atık yağlar, atık su giderlerinde ve kanalizasyon hatlarında birikerek boru kesitlerinin daralmasına ve tıkanmalara sebep oluyor. Evsel atıklarla karıştırılan atık yağlar, katı atık depolama sahalarında yangınlara neden olabiliyor. Bitkisel atık yağların kalorileri çok yüksek olduğundan, atık yağlar suya, kanalizasyona döküldüğü zaman su yüzeyini kaplayarak su sistemine zarar verebiliyor. Denize, akarsuya ve göle ulaşan bitkisel atık yağlar, buralarda yaşayan canlı türlerine zarar verebiliyor. Kullanılmış kızartmalık yağların, kanalizasyona, lavaboya, toprağa, denize ve benzeri alıcı ortamlara dökülmemesi büyük önem taşıyor.

 

Geri dönüşüme tabi malzemelerinde çevreye veya doğaya atılmaması ve alınan önlemlerle birlikte ekonomimize de büyük katkı sağlandığı unutulmamalıdır. Toplum olarak bizlerde gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakabilme adına, kullanılmış bitkisel atık yağları en yakınımızdaki bitkisel atık yağları biriktirme bidonlarına bırakabiliriz.   

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X