Çevre temizliğine verilecek katkı

Gölcük, her geçen gün büyümeye devam ediyor. 17 Ağustos Depremi’nin ardından ilçemizin daha çok üst kesiminde başlayan kentleşme, yeşil alanlar ve sosyal donatı alanları ile vatandaşların tercih yerleri arasında yerini almış görünüyor. Deprem sonrasında ilçemizde yeni yapılan binaların şehir merkezi yerine ilçemizin üst kesimlerine yapılması, adeta ikinci bir Gölcük’ü meydana getirdi. Kalıcı konutların da yukarı kesimlere yapılması, Gölcük’te yeni bir yerleşim alanı oluşturdu. İfade ettiğim gibi yeni yerleşim alanlarında vatandaşlara yönelik olarak yapılan sağlık yatırımları, sosyal donatı alanlarının yapılması, vatandaşların hizmete sunulan parklar, genç kesime yönelik olarak yapılan spor sahalarının yapılması, ilçemizin üst kesimlerine canlılık getirdi. Son dönemler içerisinde ilçemize yeni parklar ve yeşil alanlar kazandırıldı. Parklar, bulundukları bölgelere ayrı bir renk getirip, daha da güzelleştirdi.

Toplumun ortak kullanım alanlarına yapılan hizmetler bazı kimselerin değil tüm toplumun kullanması için sunulduğunu unutmamak gerekiyor. Sahillerde, parklarda ve mesire yerlerinde insanların dinlenmeleri için oturma bankları bulunuyor. Birçoğumuz belki de denk gelmişizdir, bazı kimseler oturma banklarında oturma yerlerine değil de, üst kısımlarına oturarak oturulması gereken yerlere ayaklarını koyarak, orayı kullanacak olan kimselere büyük saygısızlık yaptıklarının farkında olmuyor. Bunu yaparken yapmış oldukları davranışın doğru olmadığını bilmiyorlar mı acaba? Niçin yaptıklarını kendilerine sorsanız cevap verebileceklerini de zannetmiyorum. Bu kimselerin ayak koydukları yerlere çocuklarda oturuyor. Bu şekilde davranışlar gösteren kimselere en azından bunu düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Parklarda bulunan oturma banklarına zarar verilmesi, çöp kutuları olmasına rağmen yerlere çöplerin atılması, bu alanlardaki güzelliklere gölge düşürüyor. Gelecek nesillere daha güzel bir çevre bırakmak için yapılan çalışmalar verilecek en önemli desteğin, doğaya, denize ve yeşil alanlara sahip çıkmak olacaktır. Toplumda yaşayan bireyler olarak çevrenin korunması konusunda örnek olmalı, çevremize sahip çıkmalıyız. Gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak istiyorsak, üzerimize düşenleri yerine getirmek görevimiz olmalıdır. Yaşamış olduğumuz şehir sahil kıyısı olan bir konumda bulunduğundan dolayı, denizimizi de temiz tutamaya özen göstermeliyiz.

Bazı kimseler evlerinden çıkan eski durumda olan eşyaları boş olan arsalara veya köşe başlarına bırakması, görüntü kirliliğinin oluşmasına neden oluyor. Bu şekilde istenmeyen davranışlarda, yapılan temizlik çalışmalarına gölge düşürüyor. Geri dönüşebilir malzemelerin de çevreye atılması, doğanın kirlenmesine neden olan faktörlerin başında gelmektedir. Geri dönüşüme tabi olan malzemeleri çevreye veya çöp kutularına değil, geri dönüşüm kutularına atarak, hem çevremizi temiz tutmuş olur hem de ekonomiye katkıda bulunuruz.

Geri kazanımla birlikte, doğal kaynaklarımızı korumuş olur, enerji tasarrufunun sağlanmasına katkıda bulunuruz. Böylece çöpe giden atık miktarı azalır ve geleceğe yatırım yapılmış olur.

Çevreyi temiz tutmanın birinci kuralı, kirletmemek olduğuna göre, toplumda yaşayan bireylerin çevre temizliğine vereceği en büyük katkı, etrafını kirletmemek olmalıdır. Günlük yaşantımızda bu konuda duyarlı davranışlar sergilemeyen kimselere rastlamak mümkün olabiliyor. Toplumda çevre bilincinin oluşması ve genele yayılması, yine toplum sağlığı açısında önemli bir yer teşkil etmektedir. Bir kimsenin kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi bir başkasına yapmaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Empati kurmak, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.

Yazarın tüm yazıları