
Tersane işçisinin eylemi 4. gününde
Türk Harb-İş Sendikası Kocaeli Şubesi, kamu işçisine verilen yüzde 16’lık zam teklifine 4. günde de tepki göstermeye devam etti. İşçiler ve şube yönetimi, tersane önünde toplanarak basın açıklamasının yapılacağı Anıtpark’a kadar sloganlar ve düdük sesleri eşliğinde yürüdü. Basın açıklamasına temsili tabut getirilerek helva dağıtıldı
TÜRK-İŞ’e bağlı Türk Harb-İş Sendikası Kocaeli Şubesi, Pazartesi günü Anıtpark’ta kurdukları çadırın ardından 4. günde de eylemlerini sürdürmeye devam etti. Kamu işçisine verilen yüzde 16’lık zam teklifine tepki gösteren tersane işçileri ve şube yönetimi, bugün öğle arasında tersane önünde toplanarak basın açıklamasının yapılacağı Anıtpark’a kadar sloganlar ve düdük sesleri eşliğinde yürüdü. Anıtpark’ta gerçekleştirilen basın açıklamasına TÜRK-İŞ Kocaeli Temsilcisi Ali Bostan, CHP Gölcük İlçe Başkanı Mehmet Uzuner, Saadet Partisi Gölcük İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, Anahtar Parti Gölcük İlçe Başkanı Hasan Hüseyin Hoyur, Gölcük Esnaf Odası Başkanı Necmi Kocaman, tersane işçileri, esnaflar ve vatandaşlar katılım sağladı.
‘VAR GÜCÜYLE ÇALIŞAN SAVUNMA SANAYİ İŞÇİLERİYİZ’
Türk Harb-İş Sendikası Kocaeli Şubesi Şakir Akçer, açıklamasında “Biz; 783 bin 562 yedi kilometrekarenin her bir zerresini kendi canı gibi seven, bu mübarek memleketin her şehrini vatan toprağı bilen Türk Harb-İş Sendikası’nın üyeleriyiz. Biz; ülkemizin geleceği için var gücüyle çalışan, geçmişte yumuşak güç olarak adlandırılan, ancak artık caydırıcı güç olarak ifade edilen ülkemizin savunma sanayisinde çalışan, akıttığı teri ekmeğine katık eden savunma sanayi işçileriyiz. Biz; hem ana vatanda, hem gök vatanda, hem de mavi vatanda, ülkemizin güvenliğini sağlayan tankları, helikopterleri, uçakları, denizaltıları, milli gemileri yapan, akıllı mühimmatları, çelik yelekleri, miğferleri üreten, askeri kıyafetleri diken savunma sanayi işçileriyiz” dedi.
‘BİR TÜRLÜ OLUMLU BİR GELİŞME ELDE EDEMEDİK’
Akçer, “Ürettiklerimizle ülkemize milyarlarca dolarlık katma değer sağlayan, sınır ötesine kahraman ordumuzla giderek, çatışma ortamında arızalanan tankları, helikopterleri, gemileri canımız pahasına tamir edip, tekrar işlevsel hale getiriyoruz, ancak gelin görün ki ayın sonunu getiremiyoruz. Yaklaşık 2 yıldır sendika genel merkez yöneticilerimiz başta olmak üzere, şube başkanları ve il temsilcileri olarak bizler de, ülkemizi yönetenlere gidip sıkıntılarımızı anlattık, durumun ne kadar ciddi olduğunu en ince ayrıntısına kadar ifade ettik. Fakat sıkıntılarımızın giderilmesi noktasında bir türlü olumlu bir gelişme elde edemedik” diye konuştu.
‘EV ALIŞVERİŞİMİZİ NASIL YAPACAĞIMIZI BİLEMİYORUZ’
Başkan Akçer, “Bu ülkeye gönülden bağlı olan savunma sanayi işçileri de, bu büyük işleri yapan emekçilerin temsilcileri olan bizler de artık ne yapacağımızı, evimizi nasıl geçindireceğimizi, evlatlarımızı nasıl okutacağımızı, ev alışverişimizi nasıl yapacağımızı inanın bilemez haldeyiz. Ev kirasını ödeyemez hale gelen, çocuğuna bırakın iyi bir gelecek kurmayı harçlık veremez duruma düşen, mutfak masraflarını daha ne kadar kısarım diye kafa yoran savunma sanayi işçisi bu durumu hak etmiyor” dedi.
KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY Mİ?
Akçer, “Özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Malumunuz dünya yeni bir yöne doğru evriliyor. Ülkemizin kuzeyinde 2022 yılından bu yana Rusya-Ukrayna savaşı sürerken, hemen yanı başımızda cereyan eden ve 12 gün süren İsrail-İran savaşına tanıklık etmişken, yani çevremiz yangın yeri iken, savunma sanayimizin gelişmesi, yüzde 100 yerli ve milli olması için çalışan işçilerimizin geçim derdine düşmesi kabul edilebilir bir şey mi soruyorum? Ülkemizi yönetenlerin haklı ve büyük bir gururla ifade ettikleri tankları, uçakları, denizaltıları, milli gemileri yapanlar nasıl olur da geçim derdine düşer? Soruyorum! Ülkemize katma değer üreten, ülkemizin başka ülkelere savunma araçlarını ihraç etmesinde rol oynayan savunma sanayi işçileri nasıl olur da kirasını ödeyemez duruma gelir” ifadelerini kullandı.
‘SADECE HAK ETTİĞİMİZİ İSTİYORUZ’
Başkan Akçer, “Her gün ülkemiz için ne denli önemli bir iş yaptığımızın bilinciyle tezgahlarımızın başına geçiyoruz. Ne kadar hayati bir iş yaptığımızı bilerek, bu anlayışla emek harcıyoruz. Fakat, ayın sonu geldiğinde elimize geçen ücretlerle de ne yapacağımızı bilmiyoruz. Aldığımız ücretlerle, bakın abartmıyoruz, bakın saptırmıyoruz, bakın asla manipüle etmiyoruz bırakın ay ortasını bir hafta dahi evimizi geçindiremiyoruz. Biz sadece ama sadece hak ettiğimizi istiyoruz. Kimseye bizi el üstünde gezdirin demiyoruz, kimseye bizim büstümüzü yapın demiyoruz, kimseye bize madalyalar verin de demiyoruz. Biz sadece, hakkımızı verin diyoruz” dedi.
‘BU SES, GEÇİNEMEYEN EMEKÇİNİN SESİDİR’
Açıklamalarını sürdüren Akçer, “Büyük ve güçlü devletimiz, savunma sanayimizin yüzde 100 yerli ve milli olması hedefini önüne koymuş yolunda ilerlerken, ağır yaşam şartları altında ezilen milli savunma işçilerinin sesini acilen duymalıdır. Bu ses cılız değildir, bu ses boş değildir, bu ses öylesine bir ses değildir. Milli savunma işçilerinden çıkan bu ses, geçinemeyen emekçinin sesidir. Milli savunma işçilerinden çıkan bu ses biraz kendisi içinse daha çok ülkesi içindir. Milli savunma işçilerinden çıkan bu ses canı gibi sevdiği ülkesinin geleceği içindir” diye konuştu.
‘KENDİMİZİ ACINDIRMAK İÇİN SÖYLEMİYORUZ’
Başkan Akçer, “Düşünebiliyor musunuz? Bunca işi yapan milli savunma işçileri, açlık sınırının biraz üstünde ücret alıyor. Bakın bu ifadeleri kendimizi acındırmak için söylemiyoruz. Bunlar maalesef ki gerçeğin ta kendisi. Tank yapan, uçak yapan, helikopter üreten, denizaltı-gemi yapan, çelik yelek, miğfer üreten, kahraman askerimizi giydiren savunma sanayi işçileri, açlık sınırının biraz üstünde yoksulluk sınırının ise çok altında ücret alıyor. Bakın, emek çadırı üstündeki bordro sanayi savunma sanayisi işçisinin aldığı ücreti gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
‘BU BİR LÜTUF DEĞİL, HAKTIR’
Akçer, “Hep söyleneni, bir kez de biz söyleyelim, duymayan kulaklara inat! Eğer masada güçlü olmak istiyorsanız, sahada güçlü olmak zorundasınız. Eğer sahada güçlü olmak istiyorsanız da bunca işi yapan, göğüsleri kabartan savunma işçilerinin de hakkını vermelisiniz. Bakınız bu bir lütuf değil, bu bir haktır, hakkın verilmesi de mutlaktır. Bizler ortalama 35-40 bin civarı maaşlarımızla; milyonluk elektronik kartları onarıyor, milyonlarca dolarlık gemi makinelerinin bakımlarını yapıyor, ortalama 35 bin maaşa günde 8 saat metal kaynağı yapıyor, torna tezgahlarında çalışıyor, milgemleri, milli denizaltıları gurur ve şevk ile ülkemizin envanterine kazandırıyoruz. Bunları yapıyoruz ancak, bırakın ev sahibi olmayı kiralarımızı ödeyemez durumdayız. Özel sektörde aynı işi yapan arkadaşlarımızın üçte biri kadar gelirle geçim derdine düştük, bankaların faiz ve kredi bataklıklarında boğuşur olduk” dedi.
‘YAPILAN İŞLERİN NELER OLDUĞUNU ANLAYARAK MASAYA OTURUN’
Başkan Akçer, “Bizim nazarımızda her iş kutsaldır, her iş önemlidir. Ancak takdir edersiniz ki, anlattığımız bunca işi yapanlar geçim sıkıntısına düşmemeli. Ay sonunu getirebilmek için ek iş yapmamalı, eşine, çocuğuna mahcup olmamalı. Bu yüzden anlamakta dahi zorlandığımız teklifleri önümüze getirenlere bir kez daha sesleniyoruz. Emeğin hakkını bilerek, yapılan işlerin neler olduğunu anlayarak masaya oturun. Burada kazananın sadece emekçi olmayacağını, ülkemizin de kazanacağını ve tasarruf olmayacağını bilin. Milli savunmada, milli savunma bir ülkeye yüzyılda bir lazım olur, hazır değilse sonu hüsran olur” ifadelerini kullandı.
‘SAVUNMA SANAYİ EMEKÇİLERİNİN HAKLARI DERHAL KARŞILANMALI’
Akçer, son olarak “Buradan bir kez daha sesleniyoruz, savunma sanayi emekçilerinin hakları derhal karşılanmalı ve bu talepler yerine getirilmeli haklarımızı alana kadar mücadelemiz devam edecektir. Artık bu noktadan geri adım atmak yok. Arkadaşlar son olarak bugüne kadar emek çadırımıza gelip bizleri yalnız bırakmayan STK’lara, basın mensuplarına, siyasi partilere, Gölcük esnaf ve halkına çok teşekkür ediyoruz. Bugün yanımızda olanları biz de yarın unutmayacağımıza söz veriyoruz. Bu haklı davamızda ekmeğinin peşinde koşan gece gündüz meydanlarda sesimizi duyurmaya çalışan işçi arkadaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyoruz. Hepinize kazasız belasız hayırlı işler diliyoruz. Saygılarımızı sunuyoruz” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
‘1 TEMMUZ’DA SABRİ YALIM PARKI’NDA OLACAĞIZ’
Başkan Akçer’in ardından sözü TÜRK-İŞ Kocaeli Temsilcisi Ali Bostan, devraldı. Bostan, “Bugün, yarın bir anlaşma zemini olacakmış gibi, lütufmuş gibi sunanları da buradan kınıyoruz. Biz hakkımız olanı alana kadar emeğimizin haklı mücadelesini burada gösteriyorsunuz. Ve bu haklı mücadelede hakkımızı alana kadar bu eylemlerimizi devam ettireceğiz. Önümüzdeki hafta 1 Temmuz Salı günü saat 19.00’da Sabri Yalım Parkı’nda da yine Türk-İş ve Türk-İş’e bağlı sendikalarla, sizlerle, çoluk çocuğumuzla, sivil toplum kuruluşlarıyla, emek örgütleriyle, asgari ücretlilerle, geçinemeyen emeklilerimizle. Yarın bizler de emekli durumuna düşeceğiz ve bizler de geçinemeyeceğiz o ücretlerle. Haksızlıklara karşı, saygısızlıklara karşı bizi görmezden gelenlere karşı gerekli cevabı buradan verdiniz, bunun için teşekkür ediyorum. Orada da alanlardan vereceğiz. Ve 3 Temmuz Perşembe günü de 81 ilde AK Parti binalarının önüne gidip basın açıklamamızı gerçekleştireceğiz. Gerekirse tabutumuzu da oraya götürür teslim ederiz” dedi.
BASIN AÇIKLAMASINA TEMSİLİ TABUT GETİRDİLER
Tersane işçileri, basın açıklaması sırasında sloganlarla ve çaldıkları düdüklerle ses yükseltti. Emeklerinin karşılığını alamadığını söyleyen işçiler baretlerini yere vurarak tepkilerini gösterirken tersane işçilerinin temsili olarak hazırladıkları tabut, ses getirdi. Verilen maaşlar karşısında yaşarken öldüklerini belirten tersane işçileri basın açıklamasının ardından da helva dağıtarak tepkilerini sürdürdü. Meltem ALKAN