Mesleklerini yarım asırdır yaşatıyorlar
Gölcük’te uzun yıllardır yorgancılık yapan Ömer Şimşek ve İsmet Uzun, bu mesleği yaşatan son kişiler olduklarını ifade ettiler. Şimşek ve Uzun, mesleklerinin kaybolmasının önüne geçilmesini istiyor
Gölcük Merkez Mahallesi 22. Sokak üzerinde bulunan dükkanlarında yorgancılık yapan Ömer Şimşek ve İsmet Uzun bu mesleğe çok küçük yaşlarda babalarının yanlarında çalışarak başladıklarını ifade ettiler. Bu işi yapan insan sayısının giderek azaldığını belirten Şimşek ve Uzun, “Bizden sonra bu işi yapan çıkar mı bilmiyoruz” diyerek endişelerini dile getirdiler.
‘YAPTIĞIMIZ SANAT İŞİ’
Şimşek, “Mesleğe 11 yaşımda babamın yanında çalışarak başladım. 59 yaşımdayım o günden bu yana yorgancılık yapıyorum. Bu mesleği yaşatmak için kendimizi feda ettik desek yeridir. Bizim mesleğimize saygı duyulmuyor. Esnaf ayrıdır, sanatkar ayrıdır; bizim yaptığımız iş de sanat. Bize geldiği zaman ne sanata saygı duyuluyor, ne verilecek paraya saygı duyuluyor. Bizler mesleği yaşatmaya çalışan son kişileriz. Bizden sonra bu işi yapacak insan çıkar mı bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘BU ALANDA KURSLAR VERİLEBİLİR’
Açıklamalarına devam eden Şimşek, “Bir yorganın başlangıcından bitiş sürecine kadar 5 saatlik bir emek harcıyoruz fakat insanlar bu emeği görmeyip verdikleri paranın hesabını yapıyorlar. Bu işin maddi bir getirisi de yok, aşağıdan insan da yetişmiyor. Aslında KOMEK kurslarında herhangi bir yorgancı ustasının desteğini alarak bu alanda kurslar verilebilir. Bu sayede belki mesleğin kaybolmasının önüne geçilebilir” dedi.
‘EN SAĞLIKLISI YÜN VE PAMUK’
Kullandıkları malzemenin sağlık açısından da faydalı olduğunu aktaran Şimşek, “Sağlık açısından en faydalı malzeme yün ve pamuktur. Eskiden herkes kendi yorganını kendisi yapar, yorgancıya gitmezdi. Evde yapılan yorgan da 6-7 kilo ağırlığında ve kalın olurdu. Durum böyle olunca insanlar kalın yorgandan korkar oldu. Şimdi herkes ince yorganın peşine düştü. Kimyasal kullanılarak üretilen yastık ve yorganlar sağlık açısından da büyük bir sorun. Eskiden yün kullanılarak üretilen yastık ve yorganları kullanan insanların boyun ve sırt ağrısı gibi problemleri olmazdı. Bugün kimyasal içerikli elyaf yastık ve yorgan kullanan insanların hepsi bu dertlerden muzdarip durumda” dedi.
‘5 SENEDE BİR TAZELENMESİ GEREKİYOR’
Yorganların bakımı konusuna da değinen Şimşek, “Yorgancıdan alınan yastık ve yorganların 5 yılda bir yüzleri sökülerek yıkanması gerekiyor. Temmuz, ağustos sıcaklarında içlerindeki yünü kabartarak yeniden yorgancılara getirip diktirmesi gerekiyor. Bir yorganın 40-50 sene kullanılması beklenemez. Bir yaylı yatağın bile kullanım ömrü en fazla 10 yıl. Biz hazır yatakların üzerine yünden iki yorgan kalınlığında şilte yapıyoruz, en faydalısı bu şekilde oluyor. Yorganın 5 senede bir, yatağın üç senede bir, yastığın ise her sene kabartılıp yüzü yıkanarak tazelenmesi gerekiyor. Ama insanlar bunu yapsalar bile yorgancılığın da bir meslek olduğunun farkında olmadıkları için bizlere gelmek yerine bu işi evlerinde yapma işine girişiyorlar. Bizim mesleğimiz de böyle böyle ölüyor” ifadelerini kullandı.
‘TALEPLER ARTIŞ GÖSTERİYOR’
Şimşek, “Şu sıralar yüne ve pamuğa bir dönüş olduğunu görüyoruz. Doktorların yün yorgan ve yastık kullanın tavsiyesi üzerine insanların bu konudaki talepleri son zamanlarda artış gösteriyor. Yünün telefon kullanımından kaynaklı vücutta biriken radyasyonu temizleme özelliği de bulunuyor” dedi. Meltem ALKAN