Deprem şehitleri dualarla anıldı
18 Ağustos 2024 12:45

Deprem şehitleri dualarla anıldı

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin 25. yıl anma programı, önceki Cuma akşamı Kavaklı sahilinde bulunan marinada protokol ve vatandaşların katılımı ile gerçekleştirildi

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin 25. yıl anma programı, Kavaklı sahilindeki marinada yer alan deprem anıtının bulunduğu alanda, geçtiğimiz Cuma akşamı yapıldı. Programa İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Albay Yücel Korkut, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Yeniden Refah Partisi Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla, Japonya İstanbul Başkonsolosu Kasahara Kenichi, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, siyasi partilerin il ve ilçe başkan ve yöneticileri, valilik ve kaymakamlık daire müdürleri, arama kurtarma ekipleri, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.

‘HER TÜRLÜ AFETLE KARŞILAŞABİLMEMİZ MÜMKÜN’

Programda ilk olarak bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ardından İstiklal Marşı’mız okundu. Sonrasında İlçe Müftüsü Emin Yılmaz, Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulundu. Devamında İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu, dualar okudu, protokol ve vatandaşlar dualara katıldı. Programdaki ilk konuşmayı yapan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremin 25. yıldönümünde bir aradayız. 25 yıl gerçekten çok uzun bir süre. Kaybettiklerimizi geri getirme imkanımız yok. Onlar yüreklerimizde yaşıyor. Ancak yaşayan ülkemizde milyonlarca vatandaşımız var. Her türlü afetle her zaman karşılaşabilmemiz mümkün” dedi.

‘KAYIPLARLA KARŞILAŞMAYACAĞIZ’

Sezer, “Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Dolayısıyla yeni can kayıplarının önüne geçmek elimizde. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor. İlmin, fennin gerektirdiği şekilde konutlarımızı, iş yerlerimizi yaptığımız takdirde o zaman bu kayıplarla karşılaşmayacağız demektir. Bugün yakın zaman içerisinde açılacak olan Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi ile deprem izolatörlü ve depreme dayanıklı olan hastanede belki de deprem anında kısa süreli elektrikler kesilecek ama akabinde tekrar hayat devam edecek. Gölcük merkezde bir kentsel dönüşüm yapılıyor 36 dönüm alanda. İki katı yeraltı otoparkı, sonrasında 406 işyeri ve 360 konuttan meydana geliyor. Dönüşümde ben özellikle hemşerilerimize teşekkür etmek istiyorum. Yüzde 98, yüzde 99 oranında bir anlaşmayla neticelendi. TOKİ tarafından hızlı bir şekilde devam ediyor ama asıl teşekkürü kıymetli başkanımız Sayın Doç. Dr. Tahir Büyükakın’a yapmak istiyorum. Projenin hayata geçmesi için vermiş olduğu destekten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bizler konutlarımızı dönüştürürsek, sağlam hale getirirsek deprem anında hasar görecek bina sayısı azalacaktır” dedi.

‘TÜRK KURTARMA EKİBİNİN ÇALIŞMALARINI ASLA UNUTMAYACAĞIZ’

Japonya İstanbul Başkonsolosu KasaharaKenichi, “17 Ağustos 1999’da Gölcük merkezli 7,6 şiddetinde bir deprem yaşandı. Japonya için de bu deprem asla yabancı kalınacak bir deprem değildi. Malumunuz Japonya da Türkiye de sıklıkla depremin yaşandığı iki ülkedir. 1995 yılında 7,3 şiddetinde büyük bir deprem yaşandı Japonya'da. Japonya bu depremin yaralarını sarmak üzereyken ve ayağa kalkmak üzereyken Japonya’da benzer şiddetle büyük bir deprem yaşandı ve bizi derin üzüntülere boğdu. Biz Japonya olarak Marmara depremi yaşandıktan sonra 37 arama kurtarma ekibinin sahaya göndererek arama kurtarma çalışmaları katılmalarını sağladık. Daha sonra tıbbi yardım ekibi de bölgeye gönderilerek yaralılara yardım ve onların tedavilerini sürdürdüler. Ayrıca depremden sonra zarar gören altyapının düzeltilmesi, yeniden ayağa kaldırılması için uzmanlar bölgeye gönderildi ve yeniden toparlanma noktasında çalışmalara katıldılar. Bu depremden sonra yine her iki ülkede depremlerden sonra karşılıklı işbirliği devam etti ve 2011 yılında Japonya’daki büyük depremin yaşandığı sırada Türkiye’den yardım ekibi bölgeye intikal etti. Yurt dışından gelen ekipler arasında bölgede en uzun kalan ekip olarak çalışmalarını sürdürdü. Bu bahsettiğimiz deprem, 9,9 şiddetinin üstünde olan oldukça büyük bir depremdi. Bizler bu büyük felakette bizlerin yanında olan Türk kurtarma ekibinin çalışmalarını asla unutmayacağız” dedi.

‘BUNDAN ÖNCEKİ SENELERDEN DAHA İYİ DURUMDAYIZ’

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, “Çok rahatlıkla ifade edebilirim ki bundan önceki senelerden daha iyi durumdayız. 2000’li yılların başından itibaren bugüne kadar kentimizde yaklaşık 30 bin tane yeni konut, gerek TOKİ, gerek Emlak Konut, gerekse Kent Konut eliyle yenilendi, yeni konutlar yapıldı. Şu anda bir tanesi Gölcük Merkez Mahallesi’nde olmak üzere kentimizin farklı ilçelerinde, 7 tane farklı noktada kentsel dönüşüm çalışması devam ediyor. İki tane noktayı esas alarak konunun ehilleri ile çalışmalar yaptık. Bunlardan bir tanesi 1999 depremiydi. 1999 depreminden önce yapılmış olan, dolayısıyla 1999 depremini yaşamış olan binaların riskli olduğu ön kabulü ile bir tarama yapılmasıydı. İkinci kırılma noktası ise 2007 yılında çıkan bina yönetmeliğiydi. 2007 yılından sonra bu yönetmelik tekrar yenilendi fakat 2007’nin öncesinde yapılan binaların hızlı bir şekilde, ivedilikle taranması da elzemdi. Bunu bildiğimiz için İnşaat Mühendisleri Odası ile yaptığımız protokol çerçevesinde 1999 öncesinde yapılmış toplam 160 bin binayı 2007’yi esas aldığımızda 2007’den önce yapılmış olan toplam 250 bin binayı hızlı tarama yöntemi ile riskli binalar yönetmeliğinin ek a protokolü gereğince taradık ve taramalarımızı tamamladık. Şu safhada ne yapıyoruz? Geçen yıl burada yaptığım konuşmada şöyle ifade etmiştim; taramaya başlıyoruz ve inşallah seneye bir araya geldiğimizde, bir sonraki toplantımızda taramamız bitmiş olacak demiştim. Bugün sizlere gururla ifade ediyorum ki bizim tarama faaliyetlerimiz, tarama çalışmalarımız tamamlandı. Ve bu manada tarama faaliyetlerini tamamlayan ilk şehir olmanın gururunu da yaşıyoruz” dedi.

‘FİZİBİLİTE ETÜTLERİNİ YAPIYORUZ’

Büyükakın, “Önümüzdeki süreçte ne yapılacak? Yani bir yıl sonra yine bir araya geldiğimizde neyi sunmuş olacağız, ne hazır olacak? Bu tarama faaliyetlerine göre Kocaeli’de toplam 315 bin bina var. Bu 315 bin binanın 250 bin tanesi 2007 yönetmeliğinden önce yapılmış binalar, 160 bin tanesi 1999 depreminden önce yapılmış. Ön taramaya göre veriler şunu gösteriyor: 130 bin bağımsız birim, yani daire, 30 bin kadar da ticari birimin önümüzdeki süreçte depreme kadar dönüştürülmesi gerekiyor. Çok kabaca düşünürseniz burada dikkatinizi çekmek istediğim konu şu: Duygularınıza hitap etmek, hamaset yapmak yerine akıllarınıza hitap etmek, sizleri bir gerçekle yüzleştirmek istiyorum. 150 bin civarında bağımsız birimden bahsediyoruz. Bunların bir biriminin 3 milyon liraya mal olduğunu düşünün. Ortalama olarak 450 milyar lira demek. 450 milyar lira, Büyükşehir Belediyesi bütçesinin 15 katı demek. Biz hiçbir şey yapmasak, Büyükşehir Belediye bütçesinin tamamını bu işi yapmaya ayırsak 15 sene bunların yapımı söyleyecektir. Dolayısıyla rasyonel bir akılla hareket etmemiz gerekiyor. Taramalar bitti, hangi binalarımız problemli, ön değerlendirme olarak biliyoruz. Evet karot almadık ama bir daha söylüyorum, riskli alanlar yönetmeliğinin Eka tablosu gereği teknik elemanlar bunu biliyor. Buna göre bütün taramalar bitti. Binaların hangileri riskli, bir kanaatimiz var. Dolayısıyla da bu binaları önümüzdeki süreçte hangi ilçede, hangi mahallede, hangi adada nasıl dönüştüreceğimize dair fizibilite etütlerini yapıyoruz. Allah’ın izniyle yılsonuna kadar bunları tamamlamış olacağız” dedi.

BÜYÜK GAYRET İÇERİSİNDEYİZ’

AFAD Başkanı Okay Memiş, “Ben AFAD Başkanı olarak birkaç hususu özellikle ifade etmek isterim. 1999 depreminden, Gölcük depreminden en çok çıkardığımız birinci ders şu: Afetlere müdahale anlamında, İçişleri Bakanlığı’ndaki Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanlığın’daki Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık’taki afet yönetimi ile ilgili genel müdürlüklerin hepsinin tek çatı altında toplanmasının zaruret olduğu anlaşıldı. Çünkü bir afeti tek çatı altında yönetmek zorundasınız. Tabii ki bütün dinamikleri, ülkenin kamuya ait, bakanlıklara ait, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait, hatta özel sektöre ait bütün dinamiklerin koordinasyonunu da yapmak zorundasınız ve bu anlamda 2009 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla AFAD birimi oluşturuldu. Önce Başbakanlık’a bağlıydı, şu anda İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir birim olarak afetleri yönetmeye gayret ediyoruz” dedi.

‘AFET YÖNETİMİNDE ÜÇ AŞAMA VAR’

Memiş, “Şunu ifade etmeliyim: Afet yönetiminde üç aşama var: İlki afet öncesi risk azaltmadır. Bir liralık harcama yapmakla 12 liralık maliyetin önüne geçiyorsunuz. Bizim için depremdeki en önemli risk azaltma kentsel dönüşümdür. Biz muhtemel depremlerde ülkemizdeki şehirlerimizde binaların yaklaşık olarak 7 büyüklüğün üzerindeki bir depremde ne tür bir davranış sergileyeceğini biliyoruz ve bunlara yönelik olarak kentsel dönüşümü hızlandırmamız gerekiyor. İkincisi, afetlere müdahale. Müdahale de çok önemli. Burada kapasitenizin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Üç; afet sonrası iyileştirme çalışmalarıdır” dedi.

‘DÜNYADA EN FAZLA ARAMA KURTARMA EKİBİNE SAHİP ÜLKE OLACAĞIZ’

Memiş, “6 Şubat’ta asrın felaketini yaşadık. Arama kurtarmada müdahale ederken bir ekip 25 kişiden oluşur. 25 kişilik arama kurtarma ekibi 7/24 çalışmaz. 8 saat çalıştığını düşünün. Bir binada 75 kişilik arama kurtarmacıya ihtiyacınız var. 6 Şubat depreminde 39 bin bina yıkıldı ve bu binalardan 26 bininde insan yaşıyordu. Yani 26 bin binaya müdahale edeceksiniz devlet olarak, AFAD olarak. Yani 1 milyon 950 bin arama kurtarmacıya ihtiyaç var. Peki dünyada ne kadar arama kurtarma ekibi var? Dünyada yapılan çalışmaya göre 750 bin arama kurtarmacı var. Dünyadaki kapasitenin iki katı olsa 6 Şubat’taki depremde müdahaleye yeterli olmuyor. Nüfusumuzla orantılandığında dünyada en fazla arama kurtarma ekibine sahip ülke olacağız çok yakın bir sürede. Ama asıl yapmamız gereken, risk azaltmayla sağlam zemine sağlam binaları yapmak zorundayız. Dünyanın en büyük afet sonrası iyileştirme operasyonunu yapan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Bir yıl içerisinde yaklaşık 80 bin kalıcı konut, sağlam zemine yapılmış sağlam binalar teslim edilmiş durumda. Yılsonunda inşallah 200 bin konutun da teslimini yapacağız” dedi.

‘ÇALIŞMALARI HIZLICA YAPMALIYIZ’

Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, “Bu tür anma etkinlikleri, özellikle böyle 25 yıl, 50 yıl, 100 yıl gibi etkinlikler, bizim tekrardan oturup düşünmemizi, geçmişin muhasebesini yapıp önümüzde ne tür tedbirler almamız gerektiğini irdeleyebileceğimiz fırsatlar veren yıl dönümleridir. Ben bu anlamda bugün yapılacak olan çalışmalarda STK’larımızla beraber başta Büyükşehir Belediye Başkanlığımız olmak üzere tüm yerel yönetimlerle, AFAD ile beraber gerek risk azaltma projeleri ile gerekse afete müdahale programları ile olası bir depremin en az kayıpla nasıl atlatırız çalışmalarını yarından itibaren hızlandırmamız, yapılan çalışmaları yarından itibaren daha da ivme kazandırarak yapmamız gerekiyor” dedi.

‘AFETE KARŞI RİSKİ HEP BİRLİKTE AZALTALIM’

İçişleri Bakanı Yardımcısı Münir Karaloğlu, “17 Ağustos depreminde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. 17 Ağustos depremi, hepimiz için, toplum içinde devlet içinde sivil toplum içinde bir turnusol kağıdıydı. 17 Ağustos depremi bize bir gerçeği gösterdi. Öncelikle halk olarak afetlere ve depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bize gösterdi 17 Ağustos. Afetlere karşı dirençli bir toplum olmadığımızı bize haykırdı 17 Ağustos. Diğer taraftan devlet olarak, kamu olarak afet yönetiminde koordinasyon eksiğimizi çok açık bir şekilde bize ifade etti. AFAD Başkanımız az önce ifade ettiler, üç ayrı devlet kurumunda üç ayrı yapıyla afetin yönetilemeyeceği, koordine edilemeyeceği gerçeğini bize söyledi. Yine senin toplumun çok önemli olduğunu, devletin yanında üçüncü sektör olarak afet döneminde sivil toplumun çok kıymetli olduğunu ama aynı zamanda da 17 Ağustos’ta çok yetersiz bir sivil toplum yapımızın olduğunu da bize gösterdi. Şimdi geriye dönüp baktığımızda ve geldiğimiz noktada hem toplum olarak 17 Ağustos’tan çıkardığımız derslerle beraber afete karşı daha bilinçliyiz, daha dirençliyiz. Devlet olarak daha koordineyiz. AK Parti AFAD diye bir yapı kurdu ve birikmiş tüm sorunlarla beraber afet yönetiminde de köklü değişikliklere gitti ve bütüncül bir afet anlatışıyla AFAD Başkanlığı oluşturuldu. Bunların hepsi, 17 Ağustos Depremi’nden bizim çıkardığımız derslerle ilgili” dedi.

‘ASIL OLAN RİSKİ YÖNETMEKTİR’

Karaloğlu, “Bizim 17 Ağustos Depremi olduğunda deprem yönetmeliğimiz yoktu. Bu çok acıdır. 17 Ağustos Depremi’nden sonra deprem yönetmenlikleri yayınlandı, yenilenerek geldi, şu anda biz yeterli görmüyoruz. Deprem yönetmeliğinde yeni ilaveler yapmak üzere çalışmaları tamamladık. İnşallah yakın bir zamanda Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ederek kamuoyuyla paylaşılacak. Yeni kriterler getireceğiz. Artık yaptığımız binaları, konutları, iş yerlerini depreme daha dayanıklı hale getirebilmek için yeni kriterler koyacağız. Bunu 6 Şubat Depremi’nden çıkarmış olduğumuz bir ders olarak görüyoruz. Yeni yönetmeliğimize ilave edeceğimiz yeni uygulamalar olacak. Asıl olan riski yönetmektir. Kocaeli’nde bütün yapıların karnesinin çıkarıldığı ifade edildi. Hangi yapı dayanıklı, hangi yapı bir depremde bize sorun olacak, bunların yenilenmesi noktasında sizden yardım istendi. Buna hep birlikte karar vereceğiz. İçerisinde oturduğumuz evler, bir afette, bir depremde tabutumuz olsun istiyor muyuz istemiyor muyuz? Eğer istemiyorsak büyükşehir belediyemizle, büyükşehir belediyemizin tespit ettiği sorunlu binaları ancak vatandaş, belediye, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı el ele verirsek bu sorunun altından kalkabiliriz” dedi. Konuşmaların ardından Gölcük Arama Kurtarma Derneği GESOTİM’in Kocaeli’de ilk, Türkiye’de ikinci akredite kadın arama kurtarma ekibinin yemin töreni yapıldı. Erdem ŞENGÜL

Habere ait diğer görseller

BENZER HABERLER
X