Tasarrufu elden bırakmamalı…

Tasarrufu elden bırakmamalı…

Son dönemler içerisinde bölgemizde görülen yağmur yağışları ve yüksek kesimlerdeki karların erimesi, barajlardaki doluluk oranına olumlu katkıda bulunuyor. Yağışların barajlara olumlu etki yapmasının yanında su tasarrufu konusuna da değinmeden geçemeyeceğim. 

Susuz bir yaşam düşünmenin mümkün olmadığı günümüzde, yaşantımızın her alanında kullanmış olduğumuz suyun önemi iyi bilinmeli ve ona göre su tüketiminde daha duyarlı olunmalı. Farkında olmadan dikkatsiz bir şekilde kullanılan suyun, canlılar için ne kadar önemli olduğunun da farkına varılabilmeli. 

Dünya üzerinde nüfusun artması ile birlikte, su ihtiyacı da her geçen gün artmaktadır.Alınacak küçük önlemlerle, su tüketimini azaltmak mümkün olmaktadır. Evlerde veya işyerlerinde basit gibi görünen damlayan musluklar tamir edilmediğinde daha büyük rakamlar ortaya çıkabilmektedir. Diş fırçalama esnasında suyun boş yere akması da önemli rakamlara tekabül edebilmektedir.Gereksiz yere akan her damla su aynı zamanda aile ekonomisini de etkilemektedir.

Suyun sağlık açısından da birçok faydası bulunuyor. Suyun çevre içinde büyük katkılar sağladığını unutmamak gerekiyor. Çevre temizliği ve doğaya karşı sorumluluklarımız olduğu bilinciyle, gereken özeni gösterebilmeliyiz. Su tasarrufu konusunda büyükler çocuklara örnek olmalı, suyun önemini iyi anlatabilmelidir.Unutmamak gerekiyor ki su hayattır.Tasarruf, bugünü olduğu gibi yarınlarımızı, geleceğimizi düşünmek ve buna göre davranmaktır. 

Değinmek istediğim bir başka konu ise yağışlı havalarda araç sürücülerinin yayaların olduğu yerlerde daha duyarlı hareket etmeleri olacaktır. Tabi burada saygı kavramı ön plana çıkıyor.

Anlaşılmaz davranışlar…

Günlük yaşantımızda karşılaşılan bazı olaylar için hayretler içerisinde kalır, ‘bu kadarı da olmaz ki’ diyebileceğimiz toplumda kabul görmeyen davranış biçimleriyle karşılaşabiliyoruz. Toplumda bir arada yaşamanın getirmiş olduğu saygı ve nezaket kurallarının hiçe sayıldığı bazı durumlar, bunu yapan kimselerin yalnızca ‘ben’ duygusu ile hareket etmesinden kaynaklanıyor.

İstenmeyen davranış biçimlerini sergileyen kimselerin yalnızca, ‘bana yapılsaydı ne düşünür, ne hissederdim’ diye düşünmeleri bile yaşanan birçok olumsuzlukların önüne geçmesinde büyük etken olacaktır. Bahsetmiş olduğum gibi bu olumsuzluklara yaşantımız içinde rastlayabiliyoruz. Özelikle toplum sağlığını yakından ilgilendiren çevre temizliği konusunda daha hassas ve özenli davranılması gerekiyor.

Kapağı kapatılmayan çöp konteynırları, etrafa bırakılan çöplerin çevreye rahatsızlık verdiğini ve toplum sağlığını etkilediğini unutmamak gerekiyor. İlçemizde son dönemler içerisinde yaygınlaşan yeraltı çöp konteynerlerinin yanlarına çöplerin bırakılması ise anlaşılmaz bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Bu konuda duyarsız davranan bazı kimseler için toplum sağlığının hiçbir önemi olmadığı da görülüyor. Sokağının bulunduğu köşe başlarına çöplerine bırakanların, aynı havayı kendisinin ve aile fertlerinin de soluduğunu aklından çıkarmaması gerekiyor. Benzer şekilde kullanılmış ev eşyalarının veya molozların mahallelerde köşe başlarına veya boş arsalara atılması da hiçte hoş olmayan görüntülerin ortaya çıkmasında etken oluyor.

Çevremizde yaşayan, aynı havayı soluduğumuz kimselere karşı saygı unutulmamalı. En azından empati kurup öyle hareket edilmeli. Toplumda kabul görmeyen davranışlarda bulunan kimseler empati kurmalı ki, yapmış olduğu davranışın farkına daha iyi varabilsin.

Yazarın tüm yazıları