Saygı önemli bir faktör…
İnsanların ortak olarak bulunmuş oldukları yerlerde en başta gelen şeyin ise saygı ve hoşgörü olduğunu düşünüyorum. Saygı kavramı, yalnızca büyüklerin küçüklerinden beklediği bir davranış veya söz olmaktan çıkıp, herkesin birbirine göstermek durumunda bulunduğu bir davranış biçimidir. Saygı yalnızca toplumda değil, bulunmuş olduğumuz her yerde gösterilmesi gereken ve beklenen bir olgudur. Ortak değerlerimizden saygı ve hoşgörü, sosyal dayanışmayı oluşturan ve sürekli kılan en önemli faktörlerdendir.
Toplu ulaşım araçlarında karşılaşılan, kendinden büyük ve yaşlı vatandaşlara yer verme konusu, her zaman sıcaklığını koruyan bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu kez şahit olduğumuz kendisinden büyük bir kişi toplu ulaşım aracına bindiğinde, koltukta oturmakta olan yaşça daha küçük vatandaşın adeta onu görmezden gelerek umursamaz davranışları da saygının boyutunu daha iyi görmeyi sağlıyor.
Trafikte de benzer durumlarla karşılaştığımız olmuştur. İster araç sürücüsü olalım, isterse yaya, karşımızdaki kimsenin insan olduğunu unutmayalım. İnsanların bazıları kendileri saygı göstermediği halde başkalarından saygı bekliyor ki, bu deyim yerindeyse bencillikten başka bir şey değildir. Günümüzde daha çok trafikte karşılaştığımız bazı durumlar, bazı duyarsız sürücülerin karşısındaki insana saygı göstermediğini, yalnızca ‘ben’ duygusuyla hareket ettiğini de gösterebiliyor.Empati kurmak, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Özellikle trafikte empati yapmanın oldukça önemli ve gerekli olduğu kanaatindeyim.
Aracını hatalı park ederek trafiğin sağlıklı işlemesine engel olanlar, yaya şeritlerinin olduğu yerlerde yayaların geçiş üstünlüğü olduğunu düşünmeyenler, sırf kendi zevki için etrafı rahatsız edecek şekilde araç kullananlar, engelli rampalarının önlerine araçlarını park ederek, engelli vatandaşlarımızın ulaşım hakkına engel olanlar, duyarsızlık örneği sergiliyor.Hatalı araç parkları konusunda bir bahane olduğunu ise düşünmüyorum. Araçların yaya kaldırımlarına park etmelerini önlemek amacıyla yetkililerin yaptıkları ve emek harcadıkları çalışmalara ise bazı kimselerin gereken saygı ve duyarlılığı göstermedikleri görülebiliyor.
Gürültü kirliliği, insanların işitme sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmekte, bununla beraber psikolojik ve fiziksel dengeyi bozabilmektedir. Gürültü kirliliği, aynı zamanda iş verimini düşüren de bir kavram olarak görülebilir.
Çünkü bir kimsenin yapmış olduğu işine kendisini tam anlamıyla verebilmesi için gürültünün olmaması, başarıyı arttıran etkenlerden birisidir.Gürültü kirliliğine en çok rastlanan yerlerin başında ise araçların yoğun olarak bulundukları yerler olarak görülebilir. Bu gürültü kirliliğinde araçlardan çıkan sesler belirli bir ölçüye kadar gürültüye neden olabilirken, bazı duyarsız araç sürücülerinin çıkarmış olduğu ve insanları rahatsız eden gürültüler ise toplumda hoş karşılanmıyor.
Toplumda yaşayan bireylerin çevresini temiz tutmakla sorumlu olduğunu unutmaması gerekiyor. Toplumda yaşayan bireyler olarak, yine topluma karşı olan sorumluluklarımızın farkına varabilmeliyiz. Gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak için çevre temizliği konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir davranışı başkasına yapmamalıyız. Yani bir nevi empati kurabilmeliyiz.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Olumlu tarafından bakabilmek… 04 Kasım 2024 Pazartesi
- Organ bağışının önemi büyük… 03 Kasım 2024 Pazar
- Hastane bölgeye canlılık kattı… 31 Ekim 2024 Perşembe
- Sanatın gelişime olan katkısı… 30 Ekim 2024 Çarşamba
- Sorumluluk bilinci ile davranmak… 29 Ekim 2024 Salı
- Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun… 28 Ekim 2024 Pazartesi
- Doğanın korunmasına verilecek katkı… 27 Ekim 2024 Pazar
- Sorunlar birlikte aşılmalı… 24 Ekim 2024 Perşembe
- Çevreye sahip çıkmak… 23 Ekim 2024 Çarşamba
- Çalışmalar kolaylık sağladı… 22 Ekim 2024 Salı