Komşulukta esas olan saygıdır
Nüfusun artması ve şehirlerin büyümesi ile birlikte çok katlı binalar ve buna bağlı olarak oturan insan sayısında da artış meydana geliyor. Şehirleşmenin ve ortak yaşamanın ise getirdiği birtakım sorumluluklar bulunuyor. Ortak olarak bulunulan yerlerde herkesin uymak durumunda bulunduğu kurallar, kişilere göre değişmemekle birlikte, tüm toplumu kapsamaktadır. Bazıları kanunlarla bazıları da kendiliğinden oluşan bu kurallara, ortak yaşanılan yerlerde uyma zorunluluğu da bulunmaktadır.
Toplu olarak yaşadığımız ve zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz binalarda ise komşuluk ilişkileri ayrı bir önem taşıyor. Ama nasıl bir komşuluk? Eskiden olan komşuluk ilişkilerine günümüzde acaba rastlayabiliyor muyuz? Neden eskiden diyorum, çünkü büyüklerimizin bizlere anlattığı ve bizlerinde küçük yaşlarımızda gördüğümüz komşuluğu günümüzde bulabilmek biraz zor olsa gerek. Bazı yerlerde gerçek komşuluğun yerini sözde komşuluğun aldığını da maalesef görebiliyoruz.
Komşulukta esas olan saygıdır. Saygı kavramının yeterince yerleşmediği bazı yerlerde, bu olgudan bahsetmekte neredeyse imkansız hale geliyor. İnsanların aynı binada her gün karşılaştığı komşusuna en azından selam vermesi, toplu olarak yaşanılan yerlerdeki yaşamın bir gereğidir. Fakat günümüzde insanlar karşısındaki kimseye bir selam vermekten dahi imtina edebiliyor. Oysa aynı binayı paylaştığımız kimselerle selamlaşmak, hatta hal hatır sormak komşuluk ilişkilerinin sıcak kalmasında önem taşıyor.
Aynı binayı paylaşan kimselerin belirli bir saatten sonra gürültü seviyesini daha çok düşürüp, başkalarının rahatsız olabileceğini düşünmesi gerekmez mi? Ama öyle olmuyor. İnsanlar rahatsız mı olur, hastası mı var, sabah erkenden okula gidecek çocuğumu var düşünülmez. Neden, çünkü saygı yok. İnsanlara karşı saygısı olmayan kimselere de ne derseniz deyin bir şey fark etmiyor. Zaten o kimseler saygıdan bir haberse, söylenenlerde bir anlam ifade etmeyecektir.
Saygı kavramının toplumda daha çok yer bulması ve insanların bir başkasına saygıyla yaklaşması için empati yapması yeterli olacaktır. Maalesef günlük yaşantımızda çoğu kez empati yapılmadığından duyarsızlık ortaya çıkabiliyor. Bu yalnızca aynı binada yaşayan vatandaşlar için değil, hayatın bütün aşamasında geçerli olmalıdır
İlçemizin birçok yerinde görmeye alıştığımız hatalı araç parkları, o kadar aşama kaydetmiş ki, binaların giriş kapısının hemen önüne araç park edecek kadar duyarsız ve çevreye karşı saygısız kimseler olabiliyor. Üstelik bunu yapan kimseler, belkide aynı binayı paylaştığınız komşularımız olabiliyor.
Komşuluk dayanışmadır, yardımlaşmadır en önemlisi de birbirlerine karşı saygılı olmaktır. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı olmadığı düşüncesiyle, özellikle ortak yaşanılan binalarda herkesin uyması gereken toplum kurallarına riayet etmesi gerekiyor. Şehirleşmenin ve ortak yaşamanın ise getirdiği sorumluluklara ise herkesin saygı duyması gerektiğini düşünüyorum.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Doğa ve çevre duyarlılığı… 10 Ekim 2024 Perşembe
- Bilmemekten olmasa gerek… 09 Ekim 2024 Çarşamba
- Eğitim destekleri artıyor… 08 Ekim 2024 Salı
- Evsel atıklar ve geri dönüşüm… 07 Ekim 2024 Pazartesi
- Kitap Fuarı çok iyi bir fırsat… 06 Ekim 2024 Pazar
- Değişken havaların etkisi… 03 Ekim 2024 Perşembe
- Kapalı semt pazarları… 02 Ekim 2024 Çarşamba
- Su tasarrufunu elden bırakmamalı… 01 Ekim 2024 Salı
- Yaşlılarımız değerli birer hazinedir… 30 Eylül 2024 Pazartesi
- Çalışmalara verilecek katkı… 29 Eylül 2024 Pazar