İletişimde önyargılı olunmamalı

07 Ekim 2021 17:51

İnsanlar arasındaki iyi bir ilişkinin temeli sağlam bir iletişimle başlamaktadır. İyi iletişim kurabilen kimseler, gerek kendini ifade etmekte, gerekse karşı tarafın söylediklerini daha iyi anlayabilmektedir. Kendimizi ifade edebilmenin en iyi yolu olan konuşmak kadar, bir de iyi bir dinleyici olabilmekten geçmektedir. Bazıları dinlemek yerine konuşmayı tercih eder. Oysa iletişim açısından iyi bir dinleyici olmak önemlidir. İyi bir dinleyici olabilmek için önce sabırlı olmak gerekiyor. Karşımızdaki kimsenin sözünü kesmeden, ‘duymak istediklerimizi değil’, anlatılanları dikkatle dinlemenin, sağlıklı iletişimin en önemli kuralı olduğunu düşünüyorum. İyi bir dinleyici olabilmenin diğer bir kuralının da kişileri önyargısız dinlemek olduğunu düşünüyorum. İyi bir dinleyici olan kimseler, karşısındakinin yerine kendisini koyarak dinler, dinlediklerinden hissettiklerini ona ifade eder ve gerektiğinde tavsiyelerde bulunur.

Aile içi iletişim de oldukça önemli olduğu halde bazen yeterince üzerinde durulmayan bir konu olabilmektedir. Aile içindeki etkili iletişim, aile üyelerinin karşılıklı olarak birbirlerinin düşüncelerini ve duygularını anlamalarını sağlar. Yine aile içinde işbirliği, yardımlaşma ve paylaşma davranışlarının da kuvvetlenmesine yol açar, çocukların gelişmesi içinde uygun bir ortam oluşmasına neden olur.

Bazı insanlar karşılaşmış oldukları olaylar karşısında, iyice anlayıp dinlemeden kesin bir hükme varma gayretindedir. Bu davranış şekli ise önyargı olarak tanımlanmaktadır. Öyle ki, karşısındaki kimsenin söylediklerinin, önyargılı davranan kimseler için bir önemi yoktur. Yalnızca kendi fikirlerinin karşısındaki kimsenin fikirleri ile uyuşmadığını düşünür ve erkenden önyargıya varır. Yani önyargı bir yerde aslında peşin fikirli olma durumudur. Bir kimse hakkında önyargılı davranarak, tahminlere dayalı  ve o konu hakkında bilmediğimiz halde söylemiş olduğumuz sözler karşımızdaki insanları kırabilir, incitebilir.

Bazı kimseler her konuda yorumda bulunup, önyargıda bulunabilirken, o konu hakkında ne kadar bilgisinin olduğunu düşünemez. Bu gibi kimseler için bir konu hakkında bilgi sahibi olması hiçte önemli değildir. Önemli olanın yorumda bulunmak olduğunu zanneden kimseler, aslında yanıldıklarının farkında da değildir. Çok konuşmak yerine, ne konuştuğumuzu bilmeliyiz. Hani derler ya; önce dinle, sonra konuş… Sağlıklı bir iletişimde önemli olanın öncelikle saygı olduğu da unutulmamalı, hoşgörünün de iletişimde önemli rol oynadığının bilinmesi gerektiği kanaatindeyim.

Sorumluluk ve başarma duygusu

İnsanların sorumluluk alması başarıya götüren en büyük etkenlerden birisidir. Çocuklarımıza bulunmuş oldukları yaş guruplarına göre sorumluluk vermek, onların gelecekteki hayatlarında karşılaşmış oldukları sıkıntıları aşmalarında büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Çocuklara yapabilecekleri sorumlulukları vermek, aynı zamanda onların kendilerine olan özgüvenini pekiştirecek, cesaretlendirecek, paylaşma ve başarma duygularını da harekete geçirebilecektir.

Çocuklara her konuda yardımcı olabilmek ve onları hayata hazırlayabilmek için gayret gösterirken, çocuklara sorumluluk vermeyi ise bazen göz ardı edebiliyoruz. Çocuklara bulundukları yaşlarda verilen sorumluluk, onların hayata hazırlanmasında ve ileriki yaşlarda kendilerinin bir şeyleri başarabilmesinde etken olacaktır. Çocuklarımıza yaşına göre sorumluklarının neler olduğunu anlatıp, öğretebilirsek, kendi başlarına başarma duygusu onları da mutlu edecektir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X