Empati kurulabilmeli…
Şehirlerde artan nüfusla birlikte, insanların toplu olarak yaşadıkları bina sayısında da artış meydana gelmiş, özellikle büyük şehirlerde çok katlı yüksek binalar ve oluşturdukları siteler, adeta bir mahalle görünümüne benzemektedir. Yaşamış olduğumuz 17 Ağustos Depremi sonrasında ilçemizde yeni yapılan binaların ilçemizin üst kesimlerine yapılması, adeta ikinci bir Gölcük’ü meydana getirmişti. Kalıcı konutların da yukarı kesimlere yapılması, Gölcük’te yeni bir yerleşim alanı oluşturdu. Yeni yerleşim alanlarında vatandaşlara yönelik olarak yapılan sağlık yatırımları, sosyal donatı alanlarının yapılması, vatandaşların hizmete sunulan parklar, genç kesime yönelik olarak spor sahalarının yapılması, ilçemizin üst kesimlerine de canlılık getirdi.
Deprem sonrasında binalar daha az katlı yapılmış olsada, çok katlı binalarda oturan vatandaşlar, apartman dairelerinde oturmuş olmanın gerektirdiği bazı kurallara da uymak durumunda bulunmaktadır. Toplu olarak yaşanılan yerlerde konulan veya belirlenen kurallar, yalnızca bir kişi için değil, binada yaşayan herkesi ilgilendirmektedir.
Günümüzde önceki yıllarda olan komşuluk ilişkileri daha az olsa da yine de karşılıklı anlayış ve saygının hiçbir zaman değişmemesi gerekiyor. Zaten ikili ilişkilerde en önemli şey karşılıklı duyulan saygı değil midir? İnsanların empati yapması, anlayış ve hoşgörü çerçevesinde davranması ve aynı şekilde karşılık beklemesi de kişilerin en doğal hakkıdır. Ortak olarak yaşamış olduğumuz binalarda dikkat edilmesi gereken en önemli hususun, saygı olduğunu düşünüyorum. Zaten saygı çerçevesinde olan komşulukta bir sorunda olmayacaktır.
Toplumun ortak olarak kullandığı yerlerdeki gürültü seviyesi, aynı zamanda tüm vatandaşları ilgilendirmektedir. Özellikle insanların istirahat saatleri olan akşam saatlerinde veya gece, duyarsız bir kimsenin gürültü kirliliğine neden olması, hoş karşılanacak bir davranış şekli olmasa gerek. Bu konuda da çevreye karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmenin saygı çerçevesinde önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanlar ne olursa olsun kendi yaşının vermiş olduğu sorumluluk bilinci ile hareket etmeli ve buna uygun davranışlar sergilemeyebilmelidir.
şehir içindeki trafik yoğunluğunun nedeninin büyük bir kısmının ise, bazı sürücülerin gereken önem ve özeni göstermediğinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Bazı sürücüler, kendileri de trafikte araç kullanmalarına rağmen, diğer sürücülere gereken duyarlılığı göstermeyip, kendi bildiklerini okumaya devam ettiklerini görebilmek maalesef mümkün olabiliyor. İstediğim yere, istediğim şekilde park ederim mantığıyla hareket eden bazı sürücüler, diğer sürücülerin haklarına gereken saygıyı göstermiyor.
Toplu olarak bulunulan veya yaşanılan yerlerde insanların uyması gereken birinci kuralın saygı olduğunu unutmadan davranılması ile birlikte birçok sorunun da çözüleceğini düşünüyorum. Saygı kavramının toplumda daha çok yer bulması ve insanların bir başkasına saygıyla yaklaşması için empati yapması yeterli olacaktır. Maalesef günlük yaşantıda çoğu kez empati yapılmadığından duyarsızlık ortaya çıkabiliyor.
Günümüzde bazı insanlar anlatılan veya söylenenleri değil, kendi duymak istediklerine göre hareket ediyor ve karşısındakinden de kendisinin gibi düşünmesini bekliyor veya istiyor. Saygı kavramı yalnızca büyüklerin küçüklerinden beklediği bir davranış veya söz olmaktan çıkıp, herkesin birbirine göstermek durumunda bulunduğu bir davranış biçimidir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Geri dönüşümün çevreye katkısı 28 Nisan 2025 Pazartesi
- Davranışlarda empati… 27 Nisan 2025 Pazar
- GESOTİM eğitimlere önem veriyor 24 Nisan 2025 Perşembe
- Parklar ve çevre temizliği… 23 Nisan 2025 Çarşamba
- Teknoloji ve iletişim… 22 Nisan 2025 Salı
- Sahiller yoğun ilgi görüyor 21 Nisan 2025 Pazartesi
- Alt ve üstgeçitlerde gereken duyarlılık 20 Nisan 2025 Pazar
- Duyarlı olmak ve destekte bulunmak… 17 Nisan 2025 Perşembe
- Tarıma önemli katkı... 16 Nisan 2025 Çarşamba
- Ulaşımda empati… 15 Nisan 2025 Salı