Davranışlarda örnek olabilmek…

Davranışlarda örnek olabilmek…

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren verilen öğretici değerler, onların gelecek hayatlarında rehber ve yol gösterici olacaktır. Bugünün küçükleri yarının büyükleri ve geleceğimizin teminatı olan çocuklar, küçük yaşlardan itibaren büyüklerinin davranışlarını örnek alırlar. Çocukların küçük yaşlarda örnek aldığı kimseler ise anne babaları ve aile büyükleridir. Aileler ise çocuklarını yarınlara en iyi şekilde hazırlayabilmek için bütün imkanlarını adeta seferber eder. Ebeveynler çocuklarının dürüst, sorumluluk sahibi ve büyüdüğünde iyi bir meslek sahibi olmasını isterler ve bunun için çocuklarına desteklerini esirgemezler.

Çocukların iyi yetişmiş, çevresine saygılı, arkadaşlık ilişkileri kuvvetli, sosyal, paylaşımcı, yardımsever olmasını isteyen ve bekleyen aileler, aynı zamanda onlara örnek olacak davranışlar sergiler. Çocuklardan kitap okumasını bekliyorsak, onlara örnek olabilmek için kitap okumalıyız. Şayet bir ailede kitap okuma alışkanlığı var ise çocukta da ailenin diğer fertleri gibi kitap okuma eğilimi fazla olacak, okuma alışkanlığı kazanabilecektir. Çocuklara kitap alarak okumasını beklemekten ziyade, okumuş olduğu kitabın içeriğini birlikte değerlendirmek, daha farklı bir ilgi yaratacaktır. Çocuklara yardımlaşma ve paylaşma konusunda da örnek olabilmeliyiz. İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunmanın ne kadar önemli bir davranış olduğu bilincini aşılayabilmeliyiz. Trafikte de çocuklarımıza örnek olabilmeliyiz. Yayalara öncelik verilmesi gerektiğini, trafikte saygılı olmanın ve kurallara uymanın önemli olduğunu iyi anlatmalıyız. Ama önce bunları, yaşça büyüklerin uygulaması gerekir ki, çocuklarda onları örnek alabilsin.

Kendimizden yaşça büyük olanlara ziyarette bulunmanın, büyüklere saygı, küçüklere saygının önemini anlatmalıyız. Eğitimin önce ailede başladığını unutmamak gerekiyor. Çocukların ailede almış oldukları eğitim, daha sonra çevresiyle birlikte şekillenmektedir. Aile içi iletişim ne kadar kuvvetli olursa orada insanlar birbirlerine daha sıkı bir aile bağı ile bağlanıyor. 

Sağlıklı bir iletişimin olmadığı ortamda aile bireyleri karşılaştıkları sorunları kendi doğrularınca çözmeye çalışacaklar, belkide buldukları çözüm o bireyi hataya sürükleyebilecektir. Bunun yerine sorunlara aile içinde çözüm üretmek daha mantıklı bir yaklaşım olacaktır. Bu ise iyi bir iletişimden, yani aile içindeki bireylerin birbirleri ile daha fazla zaman geçirmeleri ile mümkün oluyor.     

Günümüzde insanların en çok faydalandığı teknolojik aletlerin başında cep telefonları geliyor. Cep telefonsuz bir yaşam düşünmek ise bazı kimseler için imkansız bir hal alabiliyor. Hayatımız yalnızca cep telefonlarından, bilgisayarlardan veya tabletlerden ibaret olmamalı. Öyle ki toplu taşıma araçlarında kısa mesafelerde dahi birçok kimsenin elinde telefon sosyal medyada gezindiğini görebiliyoruz. Dahası kaldırımda yürürken karşısına bakmadan gözünün telefondan ayırmayan kimselere denk gelebilmek mümkün oluyor. Teknolojiden hayatın her alanında elbette faydalanmak gerekiyor. Fakat yerinde, kararında ve doğru zamanda faydalanmak en doğrusu olacaktır. Teknolojik aletlerin ise aile içindeki iletişimin önüne geçmemesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle yeni yetişen nesillere büyüklerinin bu konuda örnek olması gerektiği kanaatindeyim. Çocuklara sorumluluk duygusunu öğretmek, onların gelişiminde büyük katkılar sağlayacağı gibi hayata hazırlanmalarında yardımcıları olabilecektir. 

Hayatımızda maddiyatın değil, maneviyatın da oldukça değerli olduğunu çocuklara öğretebilmeliyiz. Çocukları destekleyip, onlara güven duyduğumuzda, yeri geldiğinde anne-baba, yeri geldiğinde arkadaş olduğumuzda, çocuklarımızın da kendine olan güven duygusunun geliştiği görülecektir.

Yazarın tüm yazıları