‘Lösemide erken tanı, tedavide önemli’
Kocaeli Şehir Hastanesi’nde görevli Çocuk Hematoloji Uzmanı Dr. Mehmet Azizoğlu, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Azizoğlu, lösemiye neden olabilecek faktörler ve tedavi yöntemleri hakkında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı
Lösemi hastalığının çocukluk çağında en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Uz. Dr. Mehmet Azizoğlu “Lösemi daha çok 2-10 yaş arasında görülür. Normal sağlıklı kemik iliğinde kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve pıhtılaşmayı sağlayan trombositler sürekli bir üretim, farklılaşma ve olgunlaşma halindedir. Beyaz kan hücreleri bağışıklık sistemimizde enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olurlar. Ancak lösemilerde, genç beyaz kan hücrelerinde, olağan farklılaşmayı önleyen değişiklikler meydana gelir. Bunun yerine, kontrolsüz bir şekilde büyüme ve çoğalma olur. Bu olgunlaşmamış beyaz kan hücreleri vücudun organlarını doldurur, işlev kusuru oluşturur ve normal kan hücrelerinin oluşmasını engeller” dedi.
NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ
Löseminin, beyaz kan hücresinin türüne göre adlandırıldığını ifade eden Dr. Azizoğlu, “Çocuklarda en sık görülen tipler akut lenfoblastik lösemi ve akut miyeloid lösemidir. Çoğu çocukluk çağı lösemilerine beyaz kan hücrelerinin genlerindeki tesadüfi mutasyonlar neden olur. Nadir görülen genetik vakalar dışında, bu hastalıkların nedenleri hakkında çok az şey bilinmektedir. Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklardan korumada önemli bir rol oynar. Viral enfeksiyonlar, toksinler, kimyasal maddeler bağışıklık sisteminde bozukluklara neden olarak lösemiye yakalanma riskini artırabilir. Down Sendromu, Fanconi anemisi, Nörofibromatozis, Shwachman-diamond sendromu, Bloom sendromu, Ataksi telenjiektazi, Kemik iliği bozuklukları (miyelodisplazi) gibi hastalıklar ve Doğum öncesi röntgen maruziyeti ve önemli radyasyona maruz kalma gibi genetik ve çevresel faktörler lösemiye neden olabilmektedir” dedi.
LÖSEMİ BELİRTİLERİ
Lösemi’de en sık karşılaşılan belirtinin yorgunluk olduğunu vurgulayan Azizoğlu, “Yorgunluk, hastaların yüzde 90’ında görülür. İştahsızlık, ateş, solukluk, iç organlarda (karaciğer ve dalak) büyüme bel ağrısı, kemik ağrısı, yürümeyi reddetme, eklem ağrısı, deride morarmalar, anormal kanamalar, peteşi denilen küçük kan lekeleri, nedeni saptanamayan ateşler ve tekrarlayan enfeksiyonlar da lösemi belirtisi olabilir. Lösemi tanısı, tam kan sayımı, periferik yayma, kemik iliği incelemeleri, akım sitometrisi ve genetik testler ile konulur. Risk grubu ve lösemi türüne bağlı olarak değişmekle beraber güncel tedavi protokolleri ile çocukluk çağı lösemilerinde tedavi şansı yüzde 90’ların üzerine çıkmıştır. Bu nedenle erken tanı, tedavide önemli rol oynamaktadır” diye konuştu.